Ana Sayfa » Genel » İç muhasebe

İç muhasebe

Televizyonun sesi adeta ninni  gibi geliyordu. Uykuya tam dalıyorken,

Dinlediği sohbet hala kulaklarında çınlıyordu. Sadaka vermenin önemini bu derece her sıkıntıyı def ettiğini hatırlamak ne iyi oldu diyordu.

Her an dua edebilmek ne büyük nimetti. Kendi kendine konuşurken bir hadis  aklına geldi. “Allah Resulü buyuruyordu. Sizden herkes ihtiyaçlarının tamamını Rabbinden istesin, hatta kopan ayakkabı bağına varıncaya kadar istesin.”  Ne güzel dinimiz var. Her sıkıntı anında Allah!a sığınıp niyaz ediyoruz. Hiç bir koşul yokken her an dua edebilmek ne güzel. Çalışırken, uyurken kalkarken,  otururken, ağlarken gülerken, sığındığımız bir liman.

Birden bir acı anıyı hatırladı. O derin uyku hali bir anda gitti. Oysa artık uyku ile uyku arasında rüyaya dalmaya ramak kalakalmışken gözleri  fal taşı gibi açılmıştı. Zaman geçiyor olsa da bazen acı anılar yürekte yine aynı acıyı hissettiriyor. Yurtta  kaldığı zamanlara  gitti. Bir gün  canı peynir istemişti.  Ve  yoktu, ne çıkarsa günlük kahvaltıda onu yemek zorundaydılar.  Bir sabah Peynir gelmişti hemde en sevdiği peynir. Nasıl sevinmişti  görünce nasıl mutlu olmuştu.

Peyniri tadınca bozulmaya yakın bir tat fark etti. Öylesine özlediği peynir diki, ona hiç aldırış etmedi, severek yedi.

Yıllar sonra  bu anısını hatırladı.  Oysa bir şeyi sadaka niyetine verdiğinizde, işinize yaramayan çöpe atılacak kadar çürümüş  şeyi vermek ne derece doğuydu.

Hemen kendini sorguladı acaba bende hiç öyle bir şey yaptım mı din kardeşime. Hem korku, hem üzüntü hissetti.  Unuttuğu bu peynir vakıasını durup dururken hatırlatılmasında vardı bir sebep.

Hz Aişe annemiz bir şeyi sadaka niyetine verdiğinde onu  güzel kokular sürer güzelcede  bir şeye sarar öyle hediye edermiş. Demek ki sadakayı verirken bile itina  göstermek gerekiyormuş.  Evde  fazlalıkları  çöpe atılacak eh birde şuna verelim başımızdan savdığımız eskileri, yemediğimiz şeyleri vermek ve onları verirken kendi vicdanlarımızı rahatlatıyorsa biraz kendimizi sorgulamamız lazım.  Allah Rızası için verdiğimiz  eski püsküleri yüzümüze çarparsa, bumu “Benim Rızama” layık gördükleriniz diye hesaba çekerse. Ne utanç verici bir şey.

Nasıl hissederiz, Hiç düşündük mü.?

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir