Ah Mine’l-Aşk

Âh mine’l aşkı ve hâlâtihî,Ahraka kalbî bi-harârâtihî.” “Âh(lar olsun)! Hararetiyle kalbimi yakıp kavuran aşkın elinden ve onun (türlü) hâllerinden (çektiklerim)…” Âh mine’l aşk “Âh aşkın elinden…” anlamına gelir. Bu söz Arap edebiyatında meşhur bir ibaredir. Edebiyatımızda da Fatih Sultan Mehmet (ö. 1481, Avnî) ’in benzer kullanımına şahit oluyoruz: “Âh min azmatin bi-gayr-i iyab,Âh min hasretin ale’l-ahbab.”[Muhammed Nur […]

Dosta yalvardı dost için..

Hırçındı… O kadar hırçındı ki üstelik, iyice saçmalamaya başlamıştı yine. Ağzına her geleni söylüyor, olmayacak lâflar ediyordu. Aslında, diğer zamanlarda böyle değildi. Niye uğrardı delilik kapısına? Nedeni önemli mi? Uğrardı işte! Ve o hiç sormazdı kendine, dellenişinin hesabını. Doyasıya yaşar deliliği ve sonra aniden, sükûnete ve huzura erdiğini hissederdi. Elbet her dalga, bir sahile vururdu başını. […]

“Müslüman’ca yaşamak” üzerine hatırlanası bir düzine şey…” (senai demirci)

Aklımız erdiğinden beri kendimizi “Müslüman” biliyoruz. Öyle ki “Sen Müslüman değilsin!” sözünü hakaret sayıyoruz. İslam’ın beş şartını ezberden saymaya hazırız. Yeri geliyor “Müslüman olmayanları” hizaya çekmeye hevesleniyoruz. Günahkârları “emr-i bilmaruf ve nehy-i ani’l münker”le ütülemek için fırsat kolluyoruz. Aramızdan birileri gayr-i Müslimlere azıcık empati beslemeye kalksa, “diyalogcu” ve “işbirlikçi” etiketiyle paspas ediyoruz. Günahkâr da olsa […]

Öncelenen Nefis…

Basit bir örnek ile geçmiş ile şimdiki dönemi kıyaslamaya yardımcı olayım: yüz yıl önce evinden çıkan insanın gideceği yere varana kadar gözü asla ama aslâ harama bulaşmazdı. Çünkü ne göz zinâsına ne de haram fiile şahit olurdu. Ancak günümüzde durum böyle mi? Elbette değil. Bırakın normal bir yere gitmeyi¸ abdest alıp camiye gitmek üzere kapınızdan […]

Anmak üzere…

Hasret canda bir alev olur nar olmak üzereGül gönüldeki uykusundan uyanır. Denizin suları kesildimi besler yağmur onuDağlar yürür sonsuza O nuru kuşanmak üzere Beni hamurumdan etti kaç deli sevdaSerpildi üzerime kan sınanmak üzere Beni heyecan sarsıp gelse ırmaklar şahit olurGözlerimden akanla kalp yıkanmak üzere Macera değil hayat, kendine işarettirYoktan var edilmişler hep inanmak üzere Bir […]

Korkmak; Sizin için korkandan korkmak

Rabbin korkar mı? diye sordu. hayır korkmaz dedi. Korkar ama nasıl korkar? Bir anneye verdiği merhamet gibi. Yeni yürümeye başladığımızda paytak paytak ha düştü ha düşecek diye arkamızdan koşan tedirgin olan tutmaya çalışan çabası var ya. işte O da bizim için korkuyor kulum düşmesin nolur doğru yolda yürüsün korkusu. Çünkü şefkatin merhametin en büyüğü Onda […]