Rabbimiz tarafından En güzel şekilde yaratılan ve donatılan İnsanda mevcut Cüzzi irade kapsamında , iki irade gücü vardır birincisi Ruhi irade ikincisi ise nefsi iradedir.
Rabbimiz bizlere akıl verdi iyi ile kötüyü ayırt edebilelim diye dinim islam ben Müslümanım diyen bir kişi aklını hayırlı düşüncelere verirse Rabbimizin bize gönderdiği kitabımız Kur’an-ı Kerim, onu okumak anlamak emirleri yerine getirmek yasaklarından kaçınmak, Efendimizi (s.a.v) tanımak anlamak yaptıklarını yapmak yapmayın dediklerini yapmamak , bunun yanı sıra İlim öğrenmeye gayret etmek aşkla iştiyakla bunu sürdürmek vb. İnsanın Ruhi iradesini harekete geçirir.
Aklını nefsani ve malayani şeylere veren kişi, ise şeytanı harekete geçirir.
Kısacası ve net olarak akıl ve düşünce nereye odaklanıyorsa, Ruhi irade ve nefsi irade de hoşlandıkları ilgi duydukları şeylere odaklanır. İşte bu odaklanmalardan sonra beş duyumuz harekete geçer.
Akıl manevi düşüncelere dalmışsa Ruhi irade harekete geçer ve kalp Allah (c.c)’a yönelir.
Maneviyat alemi kalp ile ruhun şubeleriyle nihayette ruhun bir bütün olarak idrak etmesiyle oluşmaktadır.
Burada Şöyle bir soru sorabiliriz kendimize her insanda kalp ve diğer manevi latifeler ve ruh vardır, peki neden herkes manevi alemi hissedemiyor? Evet çoğu insan bundan yoksun yaşıyor doğru. Bunun sebebi şudur ki insan ezelde ruhani boyutuyla ahsen-i takvim yani en güzel bir yaradılışta yaratıldığı halde, bu dünya hayatına, “aşağıların aşağısına indirilirken” yani asli vatanından uzaklaşmakla, kendisinde mevcut bulunan özelliklerini de kaybetmiştir. Bu geçici dünyanın maddi boyutu onun ruhaniyetini örtmüştür. Görürken görmez olmuş, duyarken duymaz olmuştur. Bu beden ve ruhtan oluşan hilkata, bir de “daima kötülüğü isteyen nefis” de dahil edilince, insan gerçekten zalim, zulmedebilen, cahil, unutkan ve kör bir hale dönüşmüştür.
Allah’ın (c.c) izni ve yardımıyla Bunun farkında olan akıl sahipleri ki kullanabilen için akıl herkeste var başta da söylediğimiz gibi manevi düşüncelere yöneldiğinde, ruh tekrar aşık olduğu Allah (c.c)’a yönelecektir. Sonrasında ise nefsini kötü sıfatlardan arındırarak ancak bu kendi başına zordur bir Mürşidi Kamil rehberliğinde Rabbimizin Lütfu ihsanı ve yardımı ile , Müridin gayreti Mürşidin de Rabbimiz tarafından verilen himmeti ile daha kolay olacaktır. Dünyayı ahirete bir köprü vazifesinde gördüğünde de tekrar Rabbini bilecek ve kaybedilen Ma’rifete ulaşmış ve bu Nurla aleme bakıyor olacaktır. Kalp de Allah’ın nuru galip gelince rahmet kaplayınca hislerimizde iyi yönde harekete geçecektir bu nur sayesinde Rabbimizin sıfatlarıyla sıfatlanmaya başlanır , Şevkat, merhamet, adalet , gibi… ki bunlar Rabbimizin en yüce sıfatlarındandır.
Bu durumun tersi olan durumda olanlar ise nasıldır birde onlara bakalım İnşaALLAH ,
Akıl şehvani ve malayani şeylere yönlenirse şeytan harekete geçer ve bu yönde onu oyalar durur ve zaman boş şeylerle, günahlarla su gibi boşuboşuna akıp gider… Yukarıda belirttiğimiz Nur’un zıddı olan zulmet galip gelirse bu kez nefis ve kötü arzular harekete geçer insanda bulunan latifeleri kendi yönünde çalıştırmaya başlar bu durumda da Kalbi karanlıklarla dolar. Gittikçe bid’at ve dalalete sapıklığa düşer. Zulmeti şiddetlendikçe, yüzünde de belli olur. Herkes bunu görmeye başlar. hırs, kıskançlık, kibir ve şehvet gibi Rabbimizin razı olmadığı kötü haller ortaya çıkmaya başlar .
Sonuç olarak ;
Akıl ve düşünceler hangi iradeyi harekete geçiriyorsa beş hisler o tarafı ister. Akıl Rahmani manevi düşüncelere dalmış ruhu harekete geçirdiyse, o kişinin gözü Allah (c.c) ile ilgili yani yarattığı eserleri görmek, görüp anlamak, hissetmek yani tefekkürde, kulak Allah (c.c) hakkında bilgiler duymak , dil ise Allah (c.c)’ı zikretmek, el ve ayaklar da Allah (c.c) yolunda çalışmak ister.
Akıl şehvani ve malayani düşüncelere dalar şeytanı harekete geçirir, nefsi iradesini şeytana kaptırırsa, yine beş hisler harekete geçer. Göz Rabbimizin razı olmadığı günah olan şeyleri görmek ister, kulak günah sesleri duymak malayani ile iştigal , ağız haram lezzeti tatmak, el tutmak, ayakta Rabbimizin razı olmadığı ve günah olan şeylere doğru gitmek ister.
Yani herşey insanda başlıyor ve insanda bitiyor ziyana giden kendi gidiyor, iyiliğe doğru yola giden ve bunda da sebat ile devam eden Rabbimizin yardımıyla, kendisininde gayretiyle bu doğrultuda kurtuluşa giden yolda ilerlemeye devam ediyor …
Rabbimiz cümlemizide şeytana ve nefse uymaktan muhafaza eylesin Doğru yolda sebat ve azimle yürüyerek manevi iklimi soluklayarak bir hayat sürmeyi , rızasını kazanarak Cennnet CEMALULLAH’a kavuşabilmeyi nasip eylesin inşaALLAH . Amin .
Elnur KUL
Amin cumlemizi inşaallah
Dünya bir asansör misalidir…
Asansörün içinde olduğumuzda Allah cc bizim kendi cüzi irademizle seçim yapmamızı ister bunu da aklımızı kullanarak yaparız…
Üst kat iyiye güzelliğe dogruluga götürürken…
Alt kat kötülüğe zulme yanlışa goturuyorsa…
Bizim bu noktada hangi düğmeye basacagimizi hangi kata çıkacağımızı kendi irademizle seçiyoruz…
Rabbim aklını doğru yerde ve zamanda kullanan emin ve doğru adımlarla hareket eden kullarından eylesin inşaallah Amin
Ellerine yüreğine sağlık Yüreği Güzel Insan
Teşekkür ederim Turab . Seninde Ellerine Gönlüne sağlık .