Hayat gibi…
Vardır her gönlün kadim bir hikayesi , bazısı nedamet içindedir.Bazisi aşk bazısı koskoca bir hiç.Her gönül kendi cam kırıklarını içinde yaşar.Battikca ruhuna , kalbine yakarir , yakarirda kimse onun gibi duymaz.
Gozyaslari akarken dahi gizliden ağlar kimse duysun görsün istemez.Bu travmalar büyüdükçe gönül yükü eş zamanlı artar.An be an sukut yaraşır kapıya.Gonlun ile sevdiklerin ve gönlün ile vazgecdiklerin arasında kalırsın.Sonra kimseye ait hissetmezsin kendini ve zamanla alışırsın.Ha var yada yok hükmündedir herşey.
Aslında çocukluğunu , yüzündeki tebessümü , yaşama sevincini calmislardir dahada ağırı gönlünü tuz buz etmişlerdir.Bunlardan çıkarılan sonuç şu olmalı azizim…..
Sevilmek istenirken sevmek ağır yüktür gönüle , güneşe yüzünü dönen zemheride üşür..
Hep birilerini mutlu ettik de usta; güldürürken gülmeyi unuttuk…
Sahi nasıl bir şeydi gülmek?