Bir buruk yalnızlık var ruhumda , belli ki beyaz bir nazenin çiçeği ardında saklamış umutlarını ,eğer filizlenirse kokusu yayılırsa buram buram alır kainat nasibini yada hiçliğe sarılır solar kalır ,bir ney sesi duyulur içime dokunur yüreklere uzaklardan yakar kül eder sonra gönül kapısına Hızır dikilir lokmasını paylaşır benimle ve derki ;
Sabret! Sabrettiğinle afiyet dile ,dileyenlerinde umudu ve yüreği ol...
Sonra şebiyelda gecesi vurur demime, Ahsen yüreğime gam sürer sümbüller ,toprak yeniden açar bağrını gönlüme kimsesizliğime döker tüm namelerini benim için dizilir allı turnalar çırpar kanatlarını aşkdan dem vurur..
Alası bir karanlık süzülür gök kubbe içerisine ay yerini alır her zamanki gibi, yıldızlar kayar etrafında kainat dahi aşk haline düşürür sedasını sonra bir bakış yükselir göğe dalar derunden derune ,sevgiliye cümleler kurulur açılır sırlar yüreğine doğru yar dediğin yaradan akar kanlar al olur har olur….
Yalnızlık kendi ateşini yakarken Rabbim (azze ve celle) toplar dağılan bahçenin güllerini yeniden can verir yapraklara mavi gökyüzünü alır renklerimiz gonca mavi gül olur adımız ve cennet ırmaklarının sesleri duyulur ruhun kabzına inşirah düşer dualara açılır eller ve denilir ki heyhat! heyhat! heyhat! al beni benden…..
Ben geceyim, sense aysın.
Seninle aydınlandırım!
Sen, gecenin canısın.
Geceyi unutma,
Onu gönlünden çıkarma!
..