“Hem Kur’an-ı Kerim’de ve bütün sahih hadis kaynaklarında haber verilen Efendimizin (s.a.v) en büyük mucizelerinden birisi olan İsra ve Miraç mucizesidir.
“İsra” gece yürüyüşü, gece yolculuk etmek anlamındadır. “Miraç” ise yükselmek, yükseğe çıkmak anlamına gelmektedir. Miraç hadisesi Efendimizin (s.a.v) Peygamberliğinin 12. yılında Mekke’de gerçekleşmiştir.
Cebrail Aleyhisselâmın rehberliğinde Peygamber Efendimiz (s.a.v) Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya, oradan semaya, yüce âlemlere, İlâhî huzura yükselmiştir.
İsra ve miraç mucizesinin nasıl gerçekleştiği Kur’an’da İsra ve Necm surelerinde anlatılmıştır. İlgili ayetler şöyledir:
“Bir gece, kendisine bazı delillerimizi gösterelim diye kulu Muhammedi, Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren O zatın şanı ne yücedir! Bütün eksikliklerden uzaktır O! Gerçekten, her şeyi işiten, her şeyi gören O’dur.” 6
“O ufkun en yukarısında idi. Sonra indi ve yaklaştı. Nihayet kendisine iki yay kadar, hatta daha da yakın oldu. Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kuluna vahyetti. O’nun gördüğünü kalbi yalanlamadı. Şimdi O’nun gördüğü hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz? And olsun ki onu bir kere daha hakiki suretinde gördü. Sidre-i Müntehâ’da gördü. Ki, onun yanında Me’vâ Cenneti vardır. O zaman Sidre’yi Allah’ın nuru kaplamıştı. Gözü ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı. And olsun ki Rabbinin âyetlerinden en büyüklerini gördü.” 7
Hazreti Peygamber (s.a.v) Mescid-i Haram’dan (Mekke’den), Mescid-i Aksâ’ya (Kudüs’e) ata benzer beyaz bir Cennet bineği olan Burak ile geldi. 8 , Kudüs’e gelmeden yol üzerinde Hz. Musa’nın (as) makamına uğradı, orada iki rekât namaz kıldı, 9 ,daha sonra Mescid-i Aksâ’ya geldi.10 , Orada içlerinde Hazreti İsa, Hazreti Musa ve Hazreti İbrahim’in de (Aleyhimüsselam) bulunduğu peygamberler topluluğu kendisini karşıladı. 11, Hazreti Muhammed (s.a.v) bu peygamberlere imam olarak onlara iki rekat namaz kıldırdı. 12,
Bu hadiseden sonra Hazreti Peygamber’e (s.a.v) iki kap getirildi ki; kabın birisinde şarap, diğerinde süt vardı.13, “Bunlardan hangisini istersen, al!” denildi.14, Peygamberimiz (s.a.v) sütü seçti.15, Cebrail (as), Peygamberimiz’e (s.a.v): “Sen fıtratı seçtin 16, eğer sen şarabı almış olsaydın, senden sonra ümmetin azardı.17, Sütü tercih etmekle sen de fıtrata yöneltildin, ümmetin de fıtrata yöneltildi. Şarap size haram kılındı!” dedi.18,
Semanın bütün tabakalarına uğradı.19, Sırasıyla yedi sema tabakalarında bulunan Hz. Adem, Hz. Yahya ve Hz. İsa, Hz. Yusuf, Hz. İdris, Hz. Harun, Hz. Musa ve Hz. İbrahim (Aleyhimüsselam ecmain) gibi peygamberlerle görüştü, Onlar kendisine “Hoş geldin!..” dediler, tebrik ettiler.20, Sonra her gün yetmiş bin meleğin ziyaret ettiği Beytü’l-Ma’mur’u ziyaret etti.21,
Bundan Sonra Hz. Cebrail (as) ile birlikte sidretü’l-müntehâ’ya geldiler.22, Sidretü’l-müntehâ; kökü altıncı kat gökte ve gövdesi, dalları yedinci kat göğün üzerinde, gölgesiyle bütün gökleri ve cenneti gölgeleyen, yaprakları fil kulakları gibi, meyveleri küpler kadar, bir ağaçtır.23 ,
Cebrail (as), Peygamberimiz’i (s.a.v) yukarı götüre götüre, nihayet (kaza ve kaderi yazan) kalemlerin cızırtılarını işitecek kadar yüksek bir yere çıkardı. 24, Peygamberimiz (s.a.v); cennetten, yemyeşil bir Refref (ipek döşek)’in birden ufku kapladığını gördü. Peygamberimiz (s.a.v), onun (Refref’in) üzerine oturdu.25, Cebrail (as), Peygamberimiz’den (s.a.v) ayrıldı. Peygamberimiz (s.a.v); Aziz ve Cebbar olan Rabbine yükseltilip yaklaştırıldı.26,
Peygamberimiz (s.a.v), Yüce Rabbinin: “Korkma ya Muhammed, Yaklaş!” buyruğunu işitmeye başladı. Nihayet, hiçbir kimsenin hiçbir zaman erişememiş olduğu yakınlık makamına, İlahî kabule, İlahî ikram ve ihsana nail oldu! 27, İbn Abbas’tan rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz (s.a.v ): “Ben, Yüce Rabbimi gördüm!” buyurmuştur.28,
Peygamberimiz (s.a.v) Miraç’ta Cenab-ı Hakk’a selam yerine bütün mahlukatın ibadetlerini hediye etmiştir. Efendimizin (s.a.v) Cenab-ı Hak ile olan bu konuşması bütün müminlerin miracı olan namazlarında okudukları tahiyyatın sözlerinden oluşmaktadır. Bu konuşmanın meali şöyledir:
Peygamberimiz (s.a.v) Cenab-ı Hakk’a hitaben:
“Bütün tahiyyeler, bütün mübarek şeyler, bütün salâvat ve duâlar ve bütün kelimat-ı tayyibe Allah’a mahsustur.”29, şeklinde hitab vermiştir. Bunun anlamı“Bütün varklıkların halleriyle ve dilleriyle yapmış oldukları ibadetleri ve tesbihlerini, bütün çekirdekler ve nutfeler gibi mübarek şeylerin fitri mübarekliklerini ve tesbihlerini, bütün insanlar gibi şuurlu varlıkların ibadetlerini ve bütün peygamberler ve kamil insanlar olan evliyaların, asfiyaların ibadetlerini ve tesbihlerini onların namına sana hediye ediyorum; sana mahsustur.” demektir.
Bu selamın üzerine Cenab-ı Hak da Resulüne (s.a.v): “Selâm olsun sana ey Peygamber!” şeklinde mukabele de bulunmuştur. Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.v) de: “Bize ve Allah’ın salih kullarına selâm olsun.” şeklinde cevap vermiştir. Bu konuşmaya sidretü’l-müntehada tanık olan Cebrail (as) da Allah’ın şahitlik etmesini emretmesi üzerine “Allah’tan başka hiçbir ilâh olmadığına şehadet ederim. Ve Muhammed’in (asv), Allah’ın elçisi olduğuna da şehadet ederim.” diyerek şehadet etmiştir.30,
Miraç’ta cereyan eden bu karşılıklı sohbetteki sözlerin, müminlerin miracı hükmünde olan namazda okunması sünnettir. Bu şekilde her mümin bütün şuurlu ve şuursuz mahlukatın ibadetlerini kendi ibadeti içerisinde Cenab-ı Allah’a takdim etme şerefine ulaşmış olur. ”
……
(Miraçda verilenler Cennet Cehennemin gösterilişi ve Efendimizin (s.a.v) yeniden Mekke’ye dönüşü konusunu başka bir başlık altında ekliyeceğiz inşallah .)
Kurucumuz Sayın Ehil başta olmak üzere tüm Duabahçesi.net yönetimi adına Duabahçesi ailesinin Miraç kandilini kutluyor, Cümlemize, Vatan ve Milletimize, Tüm İslam Alemine, Huzur Selamet getirmesini Yüce Mevlamızdan diliyor, Bu Mübarek gün hürmetine Rabbimizden Affımızı Mağfiretimizi niyaz ediyoruz . Hayırlı dualarımız kabul İbadetlerimiz İzzeti Dergahta makbul olsun insallah. Amin .
Elnur Kul
6. İsra, 17/1.
7. Necm, 53/7-18.
8 .Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148; Buhârî, c. 4, s. 248; Müslim, c. 1, s. 145; Tirmizî, c. 5, s. 301; Beyhakî, c. 2, s. 362-363; Begavî, c. 2, s. 177; İbn Esîr, Câmiu’l-usûl, c. 12, s. 53; Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 8.
9. Mesâf, Sünen, c.1, s. 221-222; İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 52; Ebu’l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 6.
10. Nesâî, c. 1, s. 222; Kadı lyaz, c. 1, s. 136.
11. İbn Sa’d, Tabakât, c. 1 ,s.214; Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ye’n-nihâye, c. 3, s. 109-110.
12. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39; Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 110.
13. İbn İshak, İbn Hişam, c 2, s. 39; Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 329; İbn E bi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 302; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 148; Buhârî, Sahih, c. 4, s. 141; Müslim, Sahih, c. 1, s. 145; Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 300; Dârımf, Sünen, c. 2, s. 36; Belâzurî, Ensâbu’l-eşrâf, c. 1, s. 256; Taberî, Tefsir, c. 15, s. 15; Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 387; Kadı Iyaz, c. 1, s. 136; İbn Esîr, Câmiu’l-usûl, c. 12, s. 53; İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 52; İbn Seyyid, c. 1, s. 144; Zehebî, Târîhu’l-islâm, s. 244, Ebu’l-Fidâ, c. 3, s.109-110.
14. Abdurrezzak.c.S, s. 329; Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 282; Buharı, c. 4, s. 141; Tirmizî, c. 5, s. 300; Tabeıf, Tefsir, c.1 5, s. 12.
15. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39; Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 110.
16. Müslim, Sahîh, c. 1, s. 145; İbn Esîr, Câmiu’l-usûl, c. 12, s. 53; İbn Seyyid, Uyûnu’l-eser, c. 1, s. 144.
17. Abdurrezzak, c. 5, s. 330; Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 141; Tirmizî, c. 5, s. 300; Taberî, Tefsîr, c. 1 5, s. 15; Beyhakî, c. 2, s. 357; İbn Esir, c. 2, s. 52; Zehebî, s. 244.
18. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39; Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 15; Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 110.
19. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 45; Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 14; Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve’n-nihâye, c. 3, s. 111; Kastlânî, Mevâhibu’l-ledünniye, c. 2, s. 24.
20. İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 303; Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148; Müslim, Sahîh, c. 1, s. 146; Beyhakî, Delâilü’n- nübüvve, c. 2, s. 383; Begavî, Mesâbîhu’s-sünne, c. 2, s. 179; Kadı lyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 137; İbn Esîr, Musannef, Câmiu’l-usûl, c. 12, s. 53; İbn Seyyid, Uyûnu’l-eser, c. 1, s. 144.
21. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 303-304; Ahmed b. Hanbel Müsned, c. 3, s. 148-149; Müslim, Sahîh, c. 1 , s. 146-147; Beyhakî, Delâilü’n-nübüvve, c. 2, s. 384; Begavî, Mesâbîhu’s-sünne, c. 2, s. 179; Kadı lyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 137; İbn Esîr, Câmiu’l- usûl, c. 12, s. 53-54; İbn Seyyid, Uyûnu’l-eser, c. 1, s. 144.
22. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 207-208; Buhârî, Sahih, c. 4, s. 249.
23. İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 304; M üslim, c. 1, s. 146; Taberî, c. 27, s. 54; Beyhakî, c. 2, s. 384; Kadı lyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 137; İbn Esîr, Câmiu’l-usûl, c. 12, s. 54; İbn Seyyid, c. 1,s.144; Zehebî, s. 266.
24. İbn Sa’d.Tabakâtü’l-kübrâ. c. 1, s. 213; Buhârî, Sahih, c. 1, s. 92; Müslim, Sahih, 11, s. 149; Beyhakî, c. 2, s. 381; Kadı lyaz, c. 1, s.140, 148; İbn Esîr, c. 12, s. 56; İbn Seyyid, c. 1.S.145; Zehebî, s. 254.
25. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 449; Buhârî, c. 6, s. 51; Taberî, c. 27, s. 57, Beyhakî, c. s. 372; Kurtubî, c. 17, s. 98.
26. Buhârî, c. 8, s. 204; Taberî, c. 27, s. 45; İbnEsîr, c. 12, s. 51; İbn Kayyım, Zâdü’l-Mead, c. 2, s. 53; Kurtubî, c. 17, s. 98; Zehebî, s. 267; E bu’l-Fidâ, el-Bidâye ve’n-nihâye, c. 3, s. 112.
27. Kadı lyaz, c. 1, s. 160; Diyarbekrî, c. 1, s. 312.
28. Kadı lyaz, c. 1, s. 163.
29. Buhari, Ezân: 148, 150; el-Amel Fi’s-Salât: 4, İsti’zân: 3, 28, Da’avât: 16, Tevhîd: 5; Müslim, Salât: 56, 60, 62; Ebû Dâvud, Salât: 178; Tirmizî, Salât: 100, Nikâh: 17; Nesâî, Tatbîk: 23, Sehv: 41, 43-45, 56, 100-104; İbn-i Mâce, İkâme: 24; Nikâh: 19; Dârimî, Salât: 84, 92; Muvatta’, Nidâ’: 53, 55; Müsned, 1:292, 376, 382-4:409.
30. Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Altıncı Şua, s.92; On Beşinci Şua, s.642-646.
Aminn.Allah razı olsun sizden cok guzel yazilmis emeginize yureğinize sağlık… Miraç Kandiliniz mubarek olsun Allahin selami rahmeti bereketi üzerinize olsun…
Amin ecmain inşallah . Teşekkür ederim hifa seninde Kandilin Mübarek olsun yüreğine gönlüne sağlık kardeşim . Ve aleykümü’s-selam ve rahmetullah .
Rahman c.c razı olsun inşallah Yüreği Güzel İnsan…Cümle İslam Aleminin Mirac Gecesi Mübarek olsun Hayrlara Vesile olur inşallah…Böyle zamanların değerini kıymetini Bilmek Gerek…Taat ibadet ve niyaz ile Geçirmeyi nasip eder inşallah Mevlam…Amin…Bu arada ikram etmeyi unutmayınız 🙂 Dua olur.. tatlı olur.. Tebessüm olur..
Aminn ecmain olsun İnşallah . Teşekkür ederim Turab gönlünüze sağlık .