Yaralı Kuş.. ” kıssa ”

Yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır. Ve ona sorar; “Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?” Derviş kendini savunur; “Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya […]

Hayat Denen Bu Yolda

Geldik yine bir günün sonuna düştü bir yaprak daha ömürden kim bilir geriye kaç yaprağımız kaldı hayat neden su ağaçta tüm vuslatları mızı bırakarak ahirete bu da geçer ya HU demek düştü dilimize. Geçer mi gerçekten elbette geçer saçta beyaz gözlerde yaş gönülde yaralar bırakarak geçer. Sabah yeni bir gün doğacak yeni umutlar filizlenecek ne […]

Söz düşer gönlümüze o vakit..

Görüşmemek görmemek değildir.. Değer verdiklerimiz vardır varlıkları ile tebessüm kaynağımız, görmek isteriz doğan güneşin aydınlığı gibi tebessümümüzü canlandıranları… ne zaman kelimelerimizin yere dökülüğünü görsek, toparlar yüreğimize koyuverir mutluluk olarak,yalnız değiliz dimdik ayaktasın dercesine yanımızda değiller belki ama dualarının her karesindeyiz.. Bazen topraktan çıkmak isteyen bir fide, bazende; daha yeni emeklemeyi öğrenen bebek misali tatlı olur […]

Gülün dikeni ŞERİ’AT’a, sapı TARİKAT’a, çiçeği HAİKAT’e ve kokusu da MA’RİFET’ir

Ey aşık-ı sadık ve Hakka talip olan kardeşim , tasavvuf bir gül ile tarif ve tavsif edilir. Bir gülü elimize aldığımız zaman, o gülün dikeni ŞERİ’AT’a, sapı TARİKAT’a, çiçeği HAİKAT’e ve kokusu da MA’RİFET’e misaldir. Gülün kendisi de, kokusu da ancak dikeninin ve sapının muhafazası ile mümkündür. Dikeni ve sapı olmazsa, ne gül ne de […]