İnsanlar karşısındakinin düşüncelerini bilmeden bir çok defa bu hataya düşmekte. bu duruma en çok sebebiyet veren şey ise insanlar hakkındaki ön yargılarımız.
İnsanlar karşısındaki şahsı tanımadan hakkında fikir edinebiliyor yanılma pahasına… Böylesi durumlarda da istemeden de olsa karşısındaki kişiyi incitebiliyor, gönüllerini kırabiliyor.
Gönül kırmak, kalp kırmak belki de “Kul Hakkı”ndan sonra gelebilecek en büyük hatalar arasında yer almaktadır.
Hak Kitap Kur’an-ı Kerim de “Şüphesiz ki O(Allah) size en yakındır. O(Allah) sizin gönüllerinizdedir.” buyurmakta…
Yine Mevlana Celalleddin Rumi Hazretleri “Ya sevdiğin gönlü Allah seviyorsa? Bilemezsin, bilsen ödün kopardı…
Dokunamazdın.” diyor. Ya kırdığımız gönlü Allah seviyorsa düşünebiliyor musunuz? Yine Son Nebi Hazreti Muhammed Mustafa (SAV) bir hadisinde şöyle diyor; “Bir gönül yıkmak, bin kez Kabe’yi yıkmaktan daha kötü bir günahtır.” bilmeden kırdığımız gönüllerde bin defa Kabe-i Muazzama’yı yıkmış olabiliyorsan bu konuda dikkat etmekte fayda bulunmakta. Yine Mevlana Celalleddin Rumi Hazretleri bir sözünde “Bir defa kalp kırmak, Kabe’yi alt üst etmekten daha kötüdür. Zira Kabe’yi Hz. İbrahim (AS) inşaa etmiştir, gönülleri ise Allah-u Teala(cc).”
Bilerek yahut bilmeyerek kırmış olduğunuz gönülleri tamir etmek kırmaktan zordur, ama imkansız değildir. Bazen güzel bir söz bazen bir yardım eli bazen ise gerek fikir anlamında gerek beden olarak yanında olduğunu bilmekte bildirmekte gizlidir. Belki de bir “Özür Dilerim ” sözünde gizlidir, özür dilemekten değil gönül kırmaktan korkun. Gönül kırdığınız için özür dileyebiliyorsanız, bu sizin gönlünüzün büyüklüğünü gösterir, acizliğini değil.