İLAHİ AŞK’A KISA BİR YOLCULUK …
İnsanlar BEN’leriyle sevdikçe bu AŞK olarak tanımlanamaz.
AŞK olması için “BEN” aradan çıkması gerekir. BEN oldukça AŞK yoktur zira Aşık Maşuğuna asla cefa eylemez.
Aşk kutsaldır kirli gönüllerde yuva yapmaz. (Hz.Yusuf)
İnsanlar arasında yaşanılan kuvvetli sevgi bağı AŞK diye adlandırılır bu elbetteki hafife alınamaz temiz ulvi bir duygudur . İnsan bu duyguyla can bulur . Ne zamanki Can’dan geçer, BEN değil SEN demeyi öğrenilirse onun adı beşeri AŞK olur . İnsan sadece bir kişiye ve bir şeye aşık olabilir ki Kalp yapısı gereği iki aşkı bir arada barındırmaz . Aşık kişi de artık gözünde herşey yok olur sadece BİR kalmıştır. Fakat AŞK noksanlığı kabul etmez işte bu sebeptendir ki insanlar aşık olur evlenir sonra AŞK bitti derler Neden ? çünkü bir süre sonra muhabbet ,saygı, sevgi, güven alır yerini Eğer aşık ve maşuk kusursuz olursa aşkları elbette devam eder. Fakat Beşer kusurludur kimse kusursuz değildir böyle kabul edip BEN’den geçip nefis de islah edilmişse Beşeri AŞK bitmez. Taki İlahi AŞK’a ulaşıncaya kadar.
Beşeri aşkın ilahi görevide burada ortaya çıkıyor şöyle ki;
Davut aleyhisselama, tek yaratıcı olan Allahu Teala şöyle buyurmuştur; “Ey Davut; ben insanları beni keşfetsinler diye yarattım.”..
Bazen insanlar aşık olur kavuşur bazende kavuşamaz bu insanlık yaradılışından bu yana böyledir. Zira en güzel örnek aşk hikayelerini hepimiz okumuşuzdur. Kısaca iki örnek verelim,
“Züleyha Yusuf’a bir mektup yazmaya başlayınca yusuf diye başladı, yusuf diye bitirdi. gördü ki, hitaptan öteye geçemedi. anladı ki, aşkın nâmesinde, ser-nâmeden öte kelam yok. ve züleyha’nın lügatında yusuf’tan öte sözcük yok.”
..
Mecnun Leyla’ya mektup yazmak istedi:
” hayalin gözümde, ismin dilimde, zikrin kalbimde… nereye mektup yazayım?..” dedi.
Kays Leyla‘ yı göremeyince üzüntüden çılgına döner, başını alıp çöllere gider ve Mecnun diye anılmaya başlar.Mecnun’un babası, oğlunu bu durumdan kurtarmak için Leyla‘yı isterse de Mecnun (deli, çılgın) oldu diye Leyla’ yı vermezler. Leyla evden kaçarak, Mecnun‘ u çölde bulur. Halbuki o, çölde âhular, ceylanlar ve kuşlarla arkadaşlık etmektedir ve mecâzî aşktan ilâhî aşka yükselmiştir. Bu sebeple Leylâ’ yı tanımaz. Babası Mecnûn’ u iyileşmesi için Kâbe’ ye götürür . Duâların kabul olduğu bu yerde Mecnûn, kendisindeki aşkını daha da arttırması için Allahü Tealâya duâ eder: Duası kabul olur aşkı dahada artar.
Leyla Çöle onu aramaya çıkar, Mecnûn, dünyadan elini eteğini çekmiş ilâhî aşk yüzünden Leylâ’nın maddî varlığını unutmuştur. Leylâ, çölde Mecnûn’ u bulduğu hâlde, Mecnûn onu tanımaz. Leylâ onun erdiğini anlarsa da yine onsuz yaşayamaz. Hastalanıp yataklara düşer. Kısa zaman sonra da ölür. Mecnûn, Leylâ’ nın ölüm haberini öğrenir. Gelip mezarını kucaklar, ağlayıp inler;
“Ya Rab manâ cism ü cân gerekmez
Cânânsuz cihân gerekmez.”
Der, kabri kucaklayarak ölür. Bir müddet sonra Mecnûn‘ un sâdık arkadaşı Zeyd rüyasında, Cennet bahçelerinde birbiriyle buluşmuş iki mesut sevgili görür. Bunlar kimdir? diye sorunca, derler ki:
“Bunlar Mecnûn ile onun vefalı sevgilisi Leylâ’ dır. Aşk yoluna girip temiz öldükleri, aşklarını dünya hevesleriyle kirletmedikleri için burada buluştular.”
….
Aşık Kavuşamadığında MAŞUK’una , bu AŞK la zaten Yaradan’ın (c.c) kapısında olan aşık artık oradan hiç ayrılmaz olur Sonunda kapı açılır içeri girer. Ve ;
“Aşk geldi. Damarımda, derimde kan kesildi; beni kendimden aldı, sevgiliyle doldurdu. Bedenimin bütün cüzlerini sevgili kapladı. Benden kalan yalnız bir ad, ondan ötesi hep o..” Hz.Mevlana . duygusuyla dolar.
Aşkta seven ile sevilen bir olur. Aşık kendini madde dünyasından tamamen soyutlamayı başarmıştır.
Aşıkların hayatı ölümdür. Gönül, gönül verilerek alınır. ( Hz. Mevlana)
Şairler bütün sözlerini Yaradılanlar üzerine harcadılar ve onun aslını tam olarak bilemediler. Arifler ise duydukları her şiirde her hikayede şekillerin ve suretlerin perdesi arkasından sadece O’ nu (c.c) görürler.
Uğruna bir ömür adanan, yanıp yakınılan bu eşsiz sevgili. Allah’tır(c.c) Âşk’da Allah’a karşı olan büyük sevginin olgunluğa erişi, âşığın âşkta yok oluşudur
Gönlün varsa eğer yürü de gönül sahibi bir dost ara katı bir taş olsan gönül sahibine erişirsen cevher olursun. (Hz. Mevlana)
Nefsimi Bildim Kapına Geldim Ey YAR ,
“Seninle Ölmeye Geldim,
Ateşsen Yanmaya,
Yağmursan Islanmaya,
Soğuksan donmaya geldim,.
Ey Sevgili;
Senden mücevherler değil,
Tebessüm almaya geldim.
Ölümsen Ölmeye ,
Hayatsan Kalmaya Geldim. ” (Hz.Mevlana)
Ey YAR..
ALLLAH YAR …!
Allah’ı (c.c) bulan herşeyi bulmuştur. Bulanlarda yalnız arıyanlardır.
Elnur KUL (Fecr)
Yüreğine Gönlüne Sağlık…Rabbim Aşkını Gönüllerimize Nakşetsin inşallah Amin…
Amin . Tesekkur ederim Turap.
vay vay vay…aşktir dile getirmis bahçada gülu
erken batan guneş sehirde ne bilir bulbulu
tanir oğüt versen kul kullugundaki kulu
kesilsem kulak belki duyardim habeşli bir zenciyi…günde kaç vakittir aşk anina geç durduğum….her yer tarumar içimse kördüğüm..sevdan bir vaha aşk ise kirk boğum…akli olan ile aklimin en zor’una sorduğum…sen sualsiz sorulari cevapsiz birakan……bin bir soruyu hep kendine sorduran..
evvelde sen ahirde sen ati de duran…çörek otlari gibi dagilmus insanlik..içine imtihan diye ayni insani birakan…aşksiz hukumsuzum….aşksiz asilsizim…kelimelerle raksa geçmiş aklim…aşk diye seni anlattilar sensizlikten bitap düşen gonlumuze….biz sluetine dahi raziydik çehrenden bir damla dusseydi gulsenimize…kapkara karanlik sim siyah…’beton çok soguk ‘usta geceyi boyle gecirdik…..hiç kimsenin yasamaya gucunun yetmeyecegi bir hayata.. ebabilleri kiskandiracak bir aşk la veda ettin iste….’elnur emegine saglik….
Namekan tesekkurler. sizinde yureginize saglik. Guzel olmus.
Aşk;
Herkesin aşk tanımı farklı, Ve her birimizin damak tadı nasıl değişik ise aşk’ı anlamayışımız yaşamamız üzerimizdeki tesiri algılayışımızda o derece farklı olabiliyor.
Aşk herkesin aradığı hazine kimilerinin içinde olup ta farkına varamadıkları şey.
Emeğine Yüreğine sağlık Elnur (Fecr)
Ehil cok tesekkur ederim seninde yuregine saglik. Mevlana hazretlerine sormuslar “ASK nedir? Ben olda bil demis.” seninde soyledigin gibi o bir Sir her kalbe yerlesmez herkesin anlamasi algilamasi ve yasamasi farkli farklidir. Herkes kendi yasadigini en ust duzeyde gorur oyle hisseder cunku gucu onu kaldirmaya yetecek kadardir… hani Mirac ta Cebrail as . Efendimizle (s.a.v)Sidre-i Munteha ya gelince ben burada kalacam bir parmak ucu gecersem yanarim dedi. Nasil gececegim deyince Efendimiz (s.a.v)ASK ile demistir. Zat-i Zulcelal’in sohbeti ve cemaliyle muserref oldu. ASK’ i bildirene yureklere koyana HAMDOLSUN. askimiz bizi Cemalullaha gotursun….insallah.
Gercek ASK yoluna girmis her beserin mutlaka bir yol hikayesi vardir. Bu hal e GEL..! cagrisini isitmeden gelemiyorsun…. Ne zaman ki sabirla yandin pistin ancak ondan sonra GEL .nidasina mashar oluyorsun… Yanarkende piserkende bu ask ikliminde Eyvah yada Ah yok. Tevekkule teslimiyetle ulasiliyor aynen meyyitin yikayicisina teslim oldugu gibi.
Elnur hnmcim emeğinize yüreğinize sağlık…
Yazdığınız yüreklere dokunur…
Aşk kelimelerle tarifi yapilamayacak yegane duygu olsa da, her gün yeni kelimelerle ifade bulmaya devam ediyor…
Çıkmaz, yazıldığı halde, israrla girdiğin sokağın adıdır, … Aşk…
Ve Hz Ali ne güzel der:
“Aklın abdesti ilim ile, gönlün abdesti Aşk ile alınır”…
Blerose cok tesekkur ederim sizinde yureginize saglik. “aklin abdesti ilim ile gonlun abdesti ask ile alinir”Hz. Ali (ra) cok guzeldi.