Kırılan Gönül.!!
Seviyordu nasılda derin bir sevgi ile bağlanmıştı sevdiğine.
Her sevdiğinden işittiği sözde daha derin bir muhabbet derin bir aşk ile bağlanıyordu.
Bakışları duruşu sanki bu sevgiyi perçinliyordu.
Gecesi gündüz, gündüzü ise adeta gece olmuştu yar’i için.
Onun çalışma saatlerine göre adeta yaşıyordu. Aynı saatlerde yiyor, içiyor, uyuyor, hatta ibadet saatlerini onun ibadet saatlerine denk getiriyordu.
Sevdiği kadar sevilmediğini bildiği halde, bu düşünceye kapıldığında bile bunu bile ihanet kendini suçluyordu.
Tam bir teslimiyetle seviyordu sevildiğini sanıp.
Bir gün.
O’na yazılan şirin içinde kız arkadaşının adını görünceye kadar.
Ömrünü hayatını adamaya karar verdiği adam.!!
Aynı anda kız arkadaşına da yanaşmış ona da tatlı tılsımlar aşk sözleri yazmıştı.
Sevdaya gönül vermiş yüreği harabeye dönüyordu.
Aşk adına yazılmış ne varsa viran oluyordu.
Ve yıllarca kapanmayacak bir yara ya dönüşüyordu.
Bir sevda masalı daha aldatılma ihaneti ile kara kabusa dönüyordu.
Aşk sözlerini umursamazcasına harcayanlar, hissetmediklerini yazanlar.
Anlık hissiyat ile yarınlar vaad eden zalimler.
İşte bu sevgi yağmacılarına inad tüm sadeliği ve zarafeti ile aşk yaşıyordu yıllar sonra yeniden.
Ve sevgi masumiyetini yitirmiyordu ihanetlere inad.
Zaman geçip nice yaralar kapandığı gibi, bu yarada zamanla kapanmış.
Yeni ümitler sevinçler hayaller yenden filizlenmiş toprağa düşen cemre hayat vermişti..
Kurumuş sanılan Gönül’e.