Bağcılar kirazlıdan Metroya binecektim tam kartı dolduracaktım ki kartı doldurmaya çalışan yaşlı bir amca vardı. Haliyle de ardında birikmiş bir kaç genç sıra bekliyor.
Biraz öf pöf sesleri arada Amca ne yapıyorsun makine ile flört mü ediyorsun gülüşmelerini işletince, kızdım Amcaya yardım etmek için yaklaştım.
Kartı alması içinde biraz tarif edip ilerleyen yaşından dolayı kimliği ile yetkililere baş vursa ücretsiz Seyehat edebileceğini söyledim.
Yaşlı amca beni dinleyip gitti.
Bende kartımı doldurup tam turnikeden geçecekken yaşlı adamı gördüm.
Amca sen neden binmedin dedim.
-Seni bekledim Evladım dedi, kimseye sormaya korktum bana kızarlar dedi.
-Olur mu dedim Amca, Nereye gideceksin_
-Üsküdar’a dedi. Oğlum beni Üsküdar’da bekliyor.
-Amca Üsküdar nere Kirazlı nere sen kıtaları karıştırmışsın dedim. Onu alıp metroya bindim.
Yolculuk ederken canımız sıkılmasın diye sohbet konusu açtım.
Amca nerelisin falan filan derken.
-Ben Malatyalı emekli ağır ceza hakimiyim dedi.
Vay be dedim ağır ceza hakimi, Kim bilir kimlere ne cezalar vermiştir.. Kimlerin kalemini kırmıştır diye düşünmeden kendimi alamadım.
-Peki amca dedim otobüsle mi geldin Uçakla mı diye sordum.
-Hatırlamıyorum? dedi.
Adamla az sohbet edince Alzheimer olduğunu anladım. Amca yanında telefonun var mı? dedim.
-Nerede dedi? Telefon
Çocuk gibi masum ve anlamsız bir cevap verdi. Tabiri caizse botos balığı gibi yüzüme anlamsız bakışlarla bakıyordu.
Belli ki telefonu da kaptırmıştı. Yola devam ettik. Üsküdar’a varınca amcayla beraber indik geç olmuştu saat vardığımızda Amcayı bekleyen kimseler yoktu..
Yaşlı Amca ile kalakalmıştım. Bırakıp gitsem içim elvermeyecekti. Bir yandan saate bakıyorum metronun kapıları ha kapandı ha kapanacak derken kapılar son sefer için kapandı.
Ve amca ile Üsküdar’da kalakaldık.
Oğluna çok kızıyordum, “Baba seni Üsküdar’da bekleyeceğim” deyip bu Alzheimer Amcayı metro ile nasıl yolculuk yapabileceğini düşünmüşlerdi. Yapacak bir şey yoktu, ne yapabileceğimi düşünmeye başladım.
Amcanın dediklerinden yola çıkıp Arkadaşımı aradım, durumu izah edip bana yardım etmesi için ricada bulundum.
Kimlik bilgilerinden Malatya’ya ait bir numaraya ulaştık.
Telefondan o numarayı aradım. telefonu bir bayan açtı. Alo dememle amcanın adını söylemem le beraber;
-Siz şu an Babamla beraber Üsküdar’da mısınız dedi. Şaşırmıştım Kadının konuşmasını dinlerken size bir numara vereceğim onu arasanız babamı gelip eniştem alacak dedi.
Numarayı aradım bir bey cıktı tarif ettim. Kısa süre sonrada bir adam geldi. Kızgınlığımı ifade edip Alzheimer olan bir adam başı boş bırakılır mı nasıl böyle gaflete düşersiniz diye söylenirken.
Gelen adam bana sarıldı, ve anlatmaya başladı.
Amca emekli ağır ceza hakimiydi. Oğlu polisti 3 yıl önce şehit oldu. En son görüşmelerinde..
“Baba seni Üsküdar’da bekleyeceğim” demişti. Hafızasında o en son konuştuğu o cümle kalmış.
Ara ara Malatya’dan çıkar Üsküdar’a gelir dedi.
Bilemeyiz belki her geldiğinde oğlunu görüyordur. Ve oğlunu hep Üsküdar metrosunda buluyordur..
Bu anı, Erem Şentürk‘e aittir..
ALLAH ahırımızı evvelimzden hayırlı eylesin ..Hepimizin sonu belirsiz ….(
bizim disimizda ne hayatlar dönuyor kimi sehit oğlunu uskudarda ariyor,kimi sucsuz oglunu zavira zindanlarinda bekliyor,birbirimizi ezmeye, acimasizca cignemeye,egolarimizi sisirmeye calisirken,bazi anneler ogullarina son bir defa sarilayim ne olur diyor idama giderken yarabbi içimize samimiyet kat..onsuz hiç bir seyin ustesinden gelemez olduk.
Umuda yolculuk..,Çok duygulandım o amca ile metrobüse bindim üsküdar’a gittim oğlunu görme umudu ile mahsun masum bir çocuk gibi olan halini yaşadım okurken ..Hayat sahnesinden bir dram içinde hem hüznü hem huzuru barındıran…İmtihan İmtihan..