Öz’üm..
Yıllar evveldi. bir parkta görmüştün beni bendeki gizli beni. Deli dolu cağlarım dı ve uçurumun kenarında bulmuştun, gözlerim kör kulaklarım hakikate sağırdı.
Ölmek kurtuluştu ama ölmekten ziyade asi bir kul şeytanın avenesi gibiydim.
Kimsenin görmediğini sen görmüş Elimden tutup yerden kaldırmıştın Öz’üm.
Sen rehberim oldun. Sırdaşım Arkadaşım, Kardeşim, Annem, Babam, kabullenmesen de benim rehberim oldun.
Yıllar sonra seni görmek çok büyük sevinç. ama seni mahzun görmekte ölüm gibi..
Gece Seninle yürürken saat dursa dedim Öz’üm.. Senin derdini dinlemek yıktı beni. Ben sen mutlu ol istedim Öz’üm.
Yıllar sonra enkaz olarak bulmak istemezdim seni.
Memleketin olan o şehirden nefret edesim geliyor, seni üzenler var diye. Seni inicitenleri bağrında tutuyor diye ordan kaçtım bir daha asla gelmemeyi isteyecek kadar.
Ah Öz’üm.. Naif güzel kalbin paramparça görmeseydim diyorum gelmeseydim.
Her yer zifiri karanlık. İnsanların yüzleri gibi. Korkutuyor bu hal..
Endişeliyim buhalmi almış dünya?
Ne sevgi kalmış ne saygı nede hürmet..
Kaplumbağa misali o küçük kurduğum dünyama sığınmak istiyorum yine..
Herkesten her şey den sevdiğimi sandıklarımdan.
Bu kadar mı kirlenmiş dünya.. Korkuyorum…
Bir gıybet kuyunun başında gibiyim içine düşmekten korkuyorum.
Herkes haklı herkes suçlu gibi..
Doğruların yönleri bile şaşmış kaçmak istiyorum bu şehirden.
Dilim sanki çift başlı bıçak konuşsam seni kıranları doğrayacak, Sussam bağrımız kanayacak.
Geride sen kalıyorsun. Öz’üm dertli yaralı Hocam..
Kalbin mahzun gözlerin yaşlı Allah dostlarının imtihanı bu olsa gerek.
Allah’a c.c tevekkülün sabrın inşaAllah seni cennete götüren araç olacaktır.
Geride seni bırakmak koyuyor hocam gözlerimden dökülen yaşların sebebi sadece sensin hocam.
O şehir senle güzel sensiz harebe.. Seni üzen herkesten nefret edesim geliyor ..
Resmine bakınca ağlıyor, Rabbime yalvarıyorum..
Ölmeyi bekliyorum, deyişin çınlıyor kulaklarımda.
Amin diyemedim dualarına Öz’üm çünkü benden önce gitmek yakışmaz sana.
Önce ben sonra sen Biriçiğim..