Ana Sayfa » Genel » Hacı Ahmet ve kızı

Hacı Ahmet ve kızı

Bismillahirahmanırahim
Büyüklerin anlattığına göre, Irak’ın Bağdat beldesinde Hacı Ahmed ve ailesi yaşarmış.
Hacı Ahmed eşi ve iki çocuğuyla Bağdat çarşısında bulunan evlerinde yaşarlarmış.
Ailesi Muttaki ve dindar birer Müslümanmış, Evlatlarından biri kız diğeri erkekmiş. Ve her sene Hacı Ahmed hacca gidermiş.
Çocukları haccın farz olduğu yaşa gelince sabırsızlanıp hacca gitmek istemiş. Bu durumu babalarına açarlar.
Babaları da birinin burada kalma şartıyla kura ile ilk çıkan isimle bu sene, Diğer senelerde sırayla gidilecek demiş.
Kura sonunda isim erkek kardeşe çıkar, kız evlat üzgündür.
Hacı Ahmed Efendi zengin bir tüccardır oturduğu evin altı dükkanlar dolu bir handır.
Hanların ve işlerin yükünü kızına bırakır, kızı dışarı çıkmayan takva bir hanımdır babası bunu bildiğinden,
Bağdat Caminin imamını kızına yardım etsin diye görevlendirir.
İmam kabul eder Hac yolculuğu başlar
İmam çarşıdan kıza lazım olan malzemeleri alır kapıyı çalıp gidermiş
Kız da kapıdan ihtiyaçlarını alırmış birkaç gün böyle sürmüş
İmam nefsine yenik düşmüş,
Ve kızı görmek istemiş. Eşyaları bıraktıktan sonra duvarın arkasına gizlenmiş
Kız kapıyı açınca yüzünü görmüş, Ve şeytani hisleri artmış.
Ve bunu kıza söylemiş, Seni görmek istiyorum demiş.
Kız bunu duyunca bir daha bana eşya getirme adi insan deyip
İmamı yollamış, İmam maalesef nefsine esir düşmüş ve hatta o kadar ileri gitmiş ki,
Bir büyücüyle anlaşmış
Anlaşmaya göre o kızı kadınlar hamamına getirecek büyücü keşiş
Büyücü evlerinin oraya varmış ve sesli bi şekilde bağırmış,
İkindi namazını kılmadım ey Müslümanlar yok mu evini açan biri diye yüksek sesle bağırmış
Bunu duyan dindar kız, pencereden amca bizim eve gelip namaz kıl demiş,
Ve huşu içinde namaz kılanları taklit ederek, kızın gönlünü kazanmış.
Kız ona “amca her zaman bizim evde namazını kıl demiş
Sevmiş büyücü ihtiyarı güvenmiş. Ve bir gün büyücü kıza açmış konuyu,
İyi niyetli biri gibi gözükerek, arap milletinde hamam ısmarlamak adettir o zamanlar.
Kıza kızım sen bana evini açtın bende sana hamam ısmarlamak isterim demiş.
Olur amca ama ücreti ben öderim demiş,
Tamam kabul deyip, İmamın yanına koşmuş,
İş tamam kız yarın kadınlar hamamına gelecek demiş
Hamamlar kadın erkek hamamı diye usule uygun yerlermiş
İmam kadınlar hamamının sahibine büyük bir miktar para verip o günlüğüne kapattırmış orayı
Dindar kız tam suya girecekken, İmam ortaya çıkıp kadına saldırmış,
Dindar kız ayağındaki takunyayı imamın kafasına sertçe vurup elinden kurtulmuş.
Bu olayı Bağdat eşrafı duymuş ve imam rezil olmuş görevinden uzaklaştırılmış.
İmam yine de tövbe etmemiş, Hacda bulunan Hacı Ahmed’e bir mektup yazmış,
Mektupta Hacı Ahmed, Kızın nefsine uymuş ve eve nikahsız erkek almaya başlamış bunu üzülerek söylüyorum
Deyip iftira atmış dindar kıza gereğini yap ben karışmıyorum demiş.
Mektup Ahmed efendinin eline ulaşmış,
Kahrolmuş inanmak istememiş ama imama da güveninden oğlunu onu öldürmesi için bağdata yollamış
Oğlu bir gece vakti Bağdata ulaşmış, tam pencerenin oraya vardığında, kız kardeşinin ağlama sesini duymuş.
İmama beddua ediyor ve ağlıyor,
Kızın ağabeyi imamın onu babasına şikayet ettiğini düşünerek ağladığına kanaat etmiş
Kapıyı çalmış kardeşi şaşırmış abi daha hac bitmedi neden erken döndün diye sormuş
Seni almaya geldim demiş,
Kız çok sevinmiş hemen yola çıkalım demiş, Gece yarısı yola çıkmışlar
Bir çölde mola vermişler, Abisi kardeşine kardeşim biraz dinlenelim hava aydınlanınca devam ederiz demiş.
Kız uyumuş ama ağabeyi uyumamış kızın uyuduğundan emin olunca büyük bir taşı almış kardeşinin başını ezerek öldürmeye niyetlenmiş
Fakat kardeşlik şefkati buna izin vermemiş
Allah’ım eğer kardeşim namusuna halel getirdiyse burada olan yırtıcı hayvanlara bırakıyorum demiş
Yok şayet namuslu ise sen onu koru diye dua edip kardeşini o çölde bırakıp gitmiş
Sabah olmuş kız uyanmış ve ağabeyini yanında görememiş
Bir şeylerden şüphelenmiş
Ama tam ne olduğunu kendisi bile anlamıyormuş
Yola düşmüş bir seyrek ormana denk gelmiş ormana dalmış
Susamış orda bulunan bir kaynak suyundan su içmiş
Birazdan ormanda erkek sesleri duymaya başlamış
Çeşmenin kenarında duran ağaca tırmanmış, Ormana gelen o ülkenin Şehzade siymiş,
Padişahın oğlu ve birkaç askeri, Şehzade atıma su içirin diye emir vermiş,
At tam su içecekken ağacın üstünde kızın yansımasını görünce ürkmüş,
Şehzade ve askerler ağacın üstüne bakarlar ve kızı görürler
Aşağı in der şehzade, Kız aşağı iner ama hiç konuşmaz lâl rolü yapar ki serbest bıraksınlar
Şehzade kızı görünce ani bir aşk başlar, ve kıza aşık olur.
Konuşur ama tepki vermez kız, Şehzade o kadar aşık olmuş ki kıza
Babasına baba ben bu kızdan başkasıyla evlenmem demiş babası karşı çıkmış.
Tanımadığın biriyle nasıl evlenmek istersin bize asil biri lazım demiş
Şehzade ya bunu alırım yada ölürüm demiş
Babası mecburen kabul etmiş
Evlenmişler ve kız hiç konuşmamış, ikiz erkek çocukları dünyaya gelmiş
Aradan sekiz sene geçmiştir.
Kız halen konuşmuyordur, şehzade bir gün bir mürşidi ziyaret eder.
Ve ona der ki,
-Efendim benim bir eşim var onu çok seviyorum fakat eşim lâl
Ama şüpheleniyorum,
Sanki bilerek yapıyor gibi geldi bana, bunu nasıl öğrenebilirim demiş.
Mürşid çok kolay demiş, iki yumurta al birini farklı renge boya, ve ikizlerine ver.
Kavga edeceklerdir, sende bi yerde saklan annelerini izle şayet lal ise sadece onları ayırmaya çalışır.
Yok değilse konuşur, şehzade koşarak saraya gider,
Dediğini yapar,
Ve bi yerde saklanır. Birazdan kavga eder çocuklar anneleri sesi duyunca, Oraya gelir ve babanızın aklı yok mu?
İki farklı yumurtayı size verip kavga etmenizi sağlıyor.
Şehzade sevinçle saklandığı yerden çıkar
Yumurta bahane idi benim niyetim senin lal olup olmadığını öğrenmekti deyip eşini karşısına alır ve kimsin sen anlat bana der
Kız anlatır her şeyi ailesini başına gelenleri imamı büyücüyü vs.
Şehzade çok üzülür ve eşine der ki seni Bağdata göndereyim bir müddet ailenle vakit geçir sonra dönersin demiş
Kız çok sevinmiş, bir müfreze askerle yola çıkmışlar.
Şehzade yok, müfrezenin başında Cabbar bir komutan
Kadına kötü niyet beslemiş, Ve uzun bir yol gittikten sonra,
Kıza zina teklif eder kız celallenir, Reddeder kızar.
Komutan ikizlerden birini yerde sürükler ve boynuna hançeri dayar. Der ki ya benim olursun yada çocuk ölür.
Kadın bırak onu ben haram olan bi işi yapmam der ağlayarak,Ve komutan ciddi olduğunu göstermek için çocuğun boğazını keser.
Başını koparıp annesinin ayaklarının önüne atar, Kadıncağız ağlayarak çocuğunun başına sarılarak beddua eder.
Zalim komutan ikinci çocuğu alır ve der ki, Şayet gelmezsen bununda başını koparırım.
Kadın yalvarır ama nafile, Onunda canına kıyar.
Kadın biçare bir durumda, komutan ona bak zorluk çıkarma gel istersem zorla sahip olurum der.
Kadın tamam geleceğim der.
Fakat izin ver şu nehirden abdest alayım, tamam al abdestini der komutam.
Kadın suyun başına kalpten bir nidayla Rabbine yalvarır.
Ya Rab haramdan hep kaçtım ne olur düşürme beni deyip nehre atlar.
Su çok hızlı akıyor.
Ve kadın boğulmadan bir kıyıya ulaşıyor. Baygınlıktan sonra uyanır ve koyun sesi duyar.
Sürü sürü koyunlar ve çoban, Uzaktan seslenir çobana,
Çoban kardeş üstüm müsait değil fazla giysin varsa bana verir misin der.
Çoban yedek giysisini verir. İmkanların el verdiğince örtünür ve çobanın huzuruna çıkar.
Çoban iyi kalpli merhametli biridir. Ona koyun kesip pişirir ve karnını doyurur.
Kadın ağlayarak başından geçen her şeyi anlatır. Çobanla bir oyun yaparlar.
Erkek giysisini görünce bu fikir gelir. Erkek kılığında gideceksin Babanlara der.
Kadın kabul eder. Planın geri kalanı bende demiş çoban.
Kadın bağda da erkek kılığında girer.
Ve babasının hanlarından birinde tatlıcı olarak işe başlar.
Gel zaman git zaman bir gün ağabeyi o tatlıcı dükkanına gelir.
Ve kız kardeşini tabi erkek sanarak.
Ahmed Efendinin evine bir tepsi tatlı gönder deyip dükkandan çıkar
Kız tepsiyi alıp yıllar sonra babasının evine girer.
Eve girince bakar ki Ailesi, Çoban, Kocası, katil Komutan, İmam ve Büyücüde oradadırlar.
Hepsini bir araya getiren, planı yapan çobandır.
Kız babasına yaklaşır, Erkek kılığında sesini kalınlaştırarak.
Ahmed amca müsaade edersen misafirlerine bir kıssa anlatmak istiyorum der.
Ahmet efendi buyur anlat der.
İmam mı, Büyücüyü, Abisinin onun çölde bırakışını ve kocasını komutanın yaptıklarını da anlatır.
Yani kısacası başından geçen tüm hadiseyi kıssa olarak anlatır ve temizliğini ve masumiyetini izah eder.
Hacı Ahmed bunu nerden biliyorsun diye sorar?
Kızımı nerden tanıyorsun? der.
Başındaki sarık örtüsünü vs çıkarır, O benim der.!
Hamdolsun ağır bedeller ödedim ama Rabbimin rızasına aykırı haram bi iş yapmadım der.
Tabi herkes ağlamaya başlar tahmin ettiğiniz gibi, Çoban imamı büyücüyü ve komutanı orada öldürür.
Şehzade eşini alır ve mesut mesut yaşamaya devam ederler.
İbretlik bu kıssa da burada biter.

Hacı Ahmet ve kızı” üzerine bir yorum

  1. Her tecelli eden, mademki Cenab-ı Hakk’ın takdiri ve muradıyla dır, o halde hakla kabul ettik, eyvallah. Şu anda anlayabildiğime, yahut sonra idrak edeceğim irfana şimdiden eyvallah. Güzel-çirkin diye tavsif ettiğimiz ve-lakin hepsinde gizli ve aşikar olan hikmete gördüğüm görmediğim esrar-ı ilah-iyeye eyvallah;

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir